İkinci Dünya Savaşı adı her geçtiğinde, her zaman Hitlerin acımasızlığı ve Yahudilerin yaşadığı dram akıllara gelir. Ama en az bunun kadar bilinmesi gereken ise Stalin'in acımasızlığı ve Kırım Türklerinin yaşadığı dramdır. Bunu bir yandan Nazi iktidarı diğer yandan Sovyet faşizmi arasında kalmış, çaresiz Kırım Türklerini anmak için yazıyorum.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Kırım Türkleri Stalin'in baskısı altındaydı. Hitler, Rusya'ya savaş ilan edince Ankara da Kırım Türklerini Almanların yanında savaşa girmeleri için ikna etmeye başladı. Nazi ordusu, kılavuzluk ve istihbarat sağlamak amacıyla Kırım Türklerinden oluşan Mavi Alay adında bir askeri birlik kurdu.
Ancak savaşın seyri birden değişti. Hitler yenildi, Mavi Alay askerleri Kızıl Ordu'dan kaçmak için Avrupa içlerine göç etmeye başladı. Yakalandıklarında kurşuna dizileceklerini bilen sivil halk da onlara katıldı. Avusturya'da Drau Nehri yakınlarına yerleştiler. İngiliz ordusu Avusturya'yı işgal edince de İngilizlerin esiri oldular.
Rusya ise İngiltere'den kamplarda tutuklu bulunan Kırım Türklerinin iadesini istedi. İngilizler bu talebi kabul edince, yaklaşık 3000 Kırım Türkü Ruslara esir düşmektense Drau Nehri'nin soğuk sularına atlamayı tercih ettiler. İngilizler kalan 4000 kişiyi trenlere doldurup vagonların kapılarına tahtalar vurarak kalanların kaçışlarını engellemeye çalıştılar.
Tren, Türkiye'den Türk askerlerinin gözetiminden geçerken, Ankara yardım çığlıklarına kulaklarını tıkadı ve sessiz kaldı. Türk-Rus sınırına geldiklerinde Kırım Türklerinin büyük bir çoğunluğu Kızılçakçak Barajı'nın sularına atlayarak intihar etti. Trende kalmayı tercih edenler ise, Türk askerlerinin gözü önünde, Rus askerleri tarafından kurşuna dizildi. Türkiye'den her zaman olduğu gibi hiçbir ses çıkmadı.
Olay delegeler tarafından rapor edildiğinde de üstü örtüldü bu ayıbın. Avusturyalılar tanık oldukları katliamın anısına Irschen Köyü'nde otoban yanında küçük bir anıt yapıp her sene ölen insanların hatırasını canlı tutmak için törenler düzenlediler. Almanya'da yaşayan Müslümanlar da her sene önemini çok fazla bilmedikleri bir anma töreni için Münih Camii'nde bir araya geliyor. Türkiye ise bu olayı anımsatacak tek bir mezar taşı dikmekten bile kaçıyor. Belki utançtan, belki umursamazlıktan. Oysa bu insanları Almanya yanında saf tutmaya yönlendiren kendileriydi. Ne yazık ki bunu bile hatırlarından silmişler.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Kırım Türkleri Stalin'in baskısı altındaydı. Hitler, Rusya'ya savaş ilan edince Ankara da Kırım Türklerini Almanların yanında savaşa girmeleri için ikna etmeye başladı. Nazi ordusu, kılavuzluk ve istihbarat sağlamak amacıyla Kırım Türklerinden oluşan Mavi Alay adında bir askeri birlik kurdu.
Ancak savaşın seyri birden değişti. Hitler yenildi, Mavi Alay askerleri Kızıl Ordu'dan kaçmak için Avrupa içlerine göç etmeye başladı. Yakalandıklarında kurşuna dizileceklerini bilen sivil halk da onlara katıldı. Avusturya'da Drau Nehri yakınlarına yerleştiler. İngiliz ordusu Avusturya'yı işgal edince de İngilizlerin esiri oldular.
Rusya ise İngiltere'den kamplarda tutuklu bulunan Kırım Türklerinin iadesini istedi. İngilizler bu talebi kabul edince, yaklaşık 3000 Kırım Türkü Ruslara esir düşmektense Drau Nehri'nin soğuk sularına atlamayı tercih ettiler. İngilizler kalan 4000 kişiyi trenlere doldurup vagonların kapılarına tahtalar vurarak kalanların kaçışlarını engellemeye çalıştılar.
Tren, Türkiye'den Türk askerlerinin gözetiminden geçerken, Ankara yardım çığlıklarına kulaklarını tıkadı ve sessiz kaldı. Türk-Rus sınırına geldiklerinde Kırım Türklerinin büyük bir çoğunluğu Kızılçakçak Barajı'nın sularına atlayarak intihar etti. Trende kalmayı tercih edenler ise, Türk askerlerinin gözü önünde, Rus askerleri tarafından kurşuna dizildi. Türkiye'den her zaman olduğu gibi hiçbir ses çıkmadı.
Olay delegeler tarafından rapor edildiğinde de üstü örtüldü bu ayıbın. Avusturyalılar tanık oldukları katliamın anısına Irschen Köyü'nde otoban yanında küçük bir anıt yapıp her sene ölen insanların hatırasını canlı tutmak için törenler düzenlediler. Almanya'da yaşayan Müslümanlar da her sene önemini çok fazla bilmedikleri bir anma töreni için Münih Camii'nde bir araya geliyor. Türkiye ise bu olayı anımsatacak tek bir mezar taşı dikmekten bile kaçıyor. Belki utançtan, belki umursamazlıktan. Oysa bu insanları Almanya yanında saf tutmaya yönlendiren kendileriydi. Ne yazık ki bunu bile hatırlarından silmişler.
bu konu hakkında hiçbir bilgim yoktu utandım şu an ve çok etkilendim. :(
YanıtlaSilkeşke izleyiciler eklentisi olsaydı bloğunda her yazını takip etmek isterim...
Teşekkür ederim, eklenti açıldı. Takipte kal :)
Sil